Bireyin çocukluğuna veda edip yetişkinliğe adım attığı geçiş evresi olan ergenliği gerilimli, çatışmalı olumsuz çağrışımları olan problemli bir periyot olarak görmek yerine ‘’yeni bir ahenk dönemi’’ olarak nitelendirmek olumlu bir algı yaratması açısından değerlidir. Bebeklik ve çocukluk devrindeki tecrübeler, ebeveynin tavrı üzere ailedeki çeşitli faktörler bu periyodun nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olur.
Ergen değişen vücuduna, hislerine ahenk sağlamaya çalışırken bir taraftan da ne olduğunu ve ne olabileceğini anlamaya çalışır. Bunun yanı sıra ergeni akran kümelerine hapsettiğimiz bir ergenlik algısı yarattığımızda yetişkinlerle olan bağ dinamiğine de ziyan veririz. Bu devir de en kıymetli şey onunla kurduğumuz alakadır. Ebeveyni ile bağlantısı olmayan çocuk kimi vakit bağımlılık davranışları geliştirerek, kimi vakit teknoloji ile fazla vakit geçirerek o boşluğun yerini doldurur. bu vakitte ebeveyn olarak ergenin liderliğini almak onu yönetmek değil yönlendirebilmek kıymetlidir. Aile ortasında biz olabilmek, her insanın iştirakçi olabileceği bir nizam yaratmak gerekir. bu biçimde olduğunda çocuk dışarıda ne yaşarsa yaşasın meskenini sığınak olarak gorebilir.
Çocuk her yaşta olduğu üzere bu vakitte de sezgisel olarak kendisi için neye gereksinimi olduğunu bilir. En başta akran külçeşidini öğrenip orada yer bulabilmesi gereklidir. Arkadaşları içinde ortalama bir ahenge gereksinimi vardır. bu vakitte farklı görünenler, hayli başarılı olanlar kimi vakit dezavantajlı olabilir. kimi vakit ise bir kümenin başkanı olarak, bayılma atakları geçirerek merkez olmak, görülebiliyor olmak değerlidir. Yetişkin vücudunda keyifli olabilmek ise öteki bir gereksinimidir. Meslek planları, kurduğu ilgiler, vücudunu sevebilmesiyle yakından bağlıdır. Öte yandan olumlu bir benlik algısı geliştirmesi gerekir, bir alanda güzel olmadığında öteki bir alana tartı vererek açığı kapatmaya çalışır. Duygusal ve davranışsal bağımsızlığını kazanmak için daha fazlaca ayrıcalık kazanmak ister kendi kapasitesi ile keyifli olarak yetişkin dünyasına adım atması kıymetlidir.
Beyin gelişimi gereği de kolay riske giren, dürtüsel davranan, muhakeme yeteneğinin olgunlaşmadığı bir periyotta olan ergenin itiraz ederek sonlarını keşfetmesi ve kişiliğini bulabilmesi için uzaklık koyması gerekir ki bu süreç ikinci bir özerkleşme sürecidir. Bu bağlamda ergenle yaşanan çatışmaları bağlantıyı onarmak ve kendimizin de büyümesi için bir fırsat olarak görmek ve bakış açımızı değiştirmek epeyce kıymetlidir.
Okumaya devam et...
Ergen değişen vücuduna, hislerine ahenk sağlamaya çalışırken bir taraftan da ne olduğunu ve ne olabileceğini anlamaya çalışır. Bunun yanı sıra ergeni akran kümelerine hapsettiğimiz bir ergenlik algısı yarattığımızda yetişkinlerle olan bağ dinamiğine de ziyan veririz. Bu devir de en kıymetli şey onunla kurduğumuz alakadır. Ebeveyni ile bağlantısı olmayan çocuk kimi vakit bağımlılık davranışları geliştirerek, kimi vakit teknoloji ile fazla vakit geçirerek o boşluğun yerini doldurur. bu vakitte ebeveyn olarak ergenin liderliğini almak onu yönetmek değil yönlendirebilmek kıymetlidir. Aile ortasında biz olabilmek, her insanın iştirakçi olabileceği bir nizam yaratmak gerekir. bu biçimde olduğunda çocuk dışarıda ne yaşarsa yaşasın meskenini sığınak olarak gorebilir.
Çocuk her yaşta olduğu üzere bu vakitte de sezgisel olarak kendisi için neye gereksinimi olduğunu bilir. En başta akran külçeşidini öğrenip orada yer bulabilmesi gereklidir. Arkadaşları içinde ortalama bir ahenge gereksinimi vardır. bu vakitte farklı görünenler, hayli başarılı olanlar kimi vakit dezavantajlı olabilir. kimi vakit ise bir kümenin başkanı olarak, bayılma atakları geçirerek merkez olmak, görülebiliyor olmak değerlidir. Yetişkin vücudunda keyifli olabilmek ise öteki bir gereksinimidir. Meslek planları, kurduğu ilgiler, vücudunu sevebilmesiyle yakından bağlıdır. Öte yandan olumlu bir benlik algısı geliştirmesi gerekir, bir alanda güzel olmadığında öteki bir alana tartı vererek açığı kapatmaya çalışır. Duygusal ve davranışsal bağımsızlığını kazanmak için daha fazlaca ayrıcalık kazanmak ister kendi kapasitesi ile keyifli olarak yetişkin dünyasına adım atması kıymetlidir.
Beyin gelişimi gereği de kolay riske giren, dürtüsel davranan, muhakeme yeteneğinin olgunlaşmadığı bir periyotta olan ergenin itiraz ederek sonlarını keşfetmesi ve kişiliğini bulabilmesi için uzaklık koyması gerekir ki bu süreç ikinci bir özerkleşme sürecidir. Bu bağlamda ergenle yaşanan çatışmaları bağlantıyı onarmak ve kendimizin de büyümesi için bir fırsat olarak görmek ve bakış açımızı değiştirmek epeyce kıymetlidir.
Okumaya devam et...